>Ali K. Metin Hece’de ne yapmaya çalışıyor?

>Adres önemli. Bunu en iyi bilen de Ali K. Metin. Hece gibi bir adreste siyasi şiirle ilgili düşüncelerini yazmaya çalışan; kendine olsun, başkalarına olsun bir çıkış noktası arayan kişinin, aslında ne yapmaya çalıştığını düşünmekten kendimizi alamıyoruz (!) Yani aslında biraz da komik değil mi? Hece dergisi ve siyasi şiiri yan yana düşünmek, Hece’de siyasi bir çıkış noktası aramak. Hele bunun Ali K. Metin kalemiyle yapılmaya çalışılması.

Ali K. Metin’in çabası bir yandan da çok kıymetli. Kaç kişi siyasi şiirle ilgili söylenenleri bir potada eritme, diskalifiye etme çalışması yapıyor ki?! Dergileri takip etmek, yazıları gözden geçirmek, notlar almak, altı çizili cümlelerden yorumlara ya da sağlamalara varmak, anlaşılır anlaşılmaz kavramları ve tanımları daha bir entelektüel havaya sokmak kolay değil. Ali K. Metin’in de hataya düştüğü nokta burası. Yani onda bir Murat Belge ve Hilmi Yavuz tavrı sezinliyoruz. Biçim olarak, konuları ele alış açısından, tartışmalara güvenir bir yerden girip, yara almadan çıkması babından.

Belge de Yavuz da nerede tartışma varsa biliyorsunuz balıklama dalarlar. Bu adeta onlarda bir hastalık haline gelmiş durumda. Ama yazılarına dikkat edecek olduğumuzda, “şu ne demiş, bu ne demiş, onun dediğine de bakalım” diye başlarlar. Bu arada epey bir malumat da dökerler ortaya. Bizim gibi sırf bu malumattan haberdar olmak adına o yazıları okumayanlar, bu kadar malumat sonunda yazarın sağlam bir fikre ulaşacağını bekler, ve bu beklentiden dolayı yazıyı sonuna kadar okur. Ama bir fikir çıkmaz ortaya. O kadar malumat yerde kalır. Onların gayesi “biz de buradayız” demek olduğu için, tartışmaya girerler, iki kafa sallarlar ve çıkarlar. Konuyu kimsenin aklına gelmeyen bir açıdan ele alıyormuş gibi yaparlar. Aslında tartışmaya bir şey kattıkları yoktur.
Belge’nin ve Yavuz’un üslubu malumatfuruşluğu kaldırıyor. Yazıyı sıkılmadan sonuna kadar okuyabiliyorsunuz. Araya dedikodu babından parçalar atmayı da becerebiliyorlar. “O şunu söyledi, bu bunu, onun söylediğine de bakalım” tavrı Ali K. Metin’de de var. Ancak Metin’in metni okunmaz halde. Ortaya döktüğü, yıllarca biriktirdiği bilgileri/fikirleri kasmadan okuyucuya sunması gerekiyor. Yoksa şu şekliyle Metin’in üslubundaki, dilindeki kasıntılık; aynı kelimeleri sık kullanması, cümleleri gereksiz uzatması, “sal”larla “sel”lerle kavramlaştırmalara girişmesi… onun yazılarını okunur olmaktan çıkarıyor. Hele bir de “herşeyleştirme” gibi kelime kullanımı, hatta bu tür kelimeleri kavram diye kullanmaya çalışması, yazılarını yalnızca okunur olmaktan çıkarmakla kalmıyor, sürekli bulanıklaştırıyor.
Ali K. Metin’in “Şiir Eleştirisi ve Poetikalar Üzerine 2007-2009” (Hece, Ocak 2011) başlıklı yazısı da bu bulanıklaştırma operasyonunun iyi bir temsili. Aydınlık, açık, net kavram ve tanımlamaları ezip bükmeye çalışarak, kastırıp kastırıp çözümleyemeyerek bulanıklaştırıyor. Bu durumda Ali K. Metin’in o kadar çabası maalesef “ben de buradayım” demekten öteye geçmiyor.
Bu yazı ALİ K. METİN, HECE içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

4 Responses to >Ali K. Metin Hece’de ne yapmaya çalışıyor?

  1. barbar dedi ki:

    >bak sen. mi he hakkat? ne karışık kafaymış ha bu canım kardeşim benim. ben zaten buradayım kardeşim bre canım. malumat mı, he he. ha ha. şimdi tarz-ı tahrir sair falan desem yine başlıcaksın zannımsın kırış kırış karışmaya. eleştirel diyalog dedik mi dedik, diyaloji dedik, kasıntı deseydik karıştırmazdık ve bir kısım yeni yetmeleri dahileyin yazı konusu edecek gönül bolluğuna evet demez kas kas yazar geçer idik. o raconu bilir üstten üstten döktürür idik. kafacığını bu tarz üzre parıl pırıl herıld eyler idik. bilsem ortaliseli okurlar için sivrisinek olur idik. adres mi, önemli. bu plarform önemli. bile anlaya konuşmak önemli. söylediklerinin sonu nereye varır önemli. boş konuşmamak önemli. var görünmek değil var olmak bahusus önemli. bağımsız düşünmek önemli. ayrıntılar tam burada önemli. görmeyen göze gözlük önemli. nasıl tutarlı olacağız önemli. tutarlık krizleri yaşamak tabiatıyla önemli. heceleyinler önemli. bazı bazı hecelemek ve kafanı karıştırabilmek önemli. fayrap ocak’ta somuta bakışını karıştırabildiysem önemli. ezber bozmak ve retorik değil önemli. “üzgünüm çoook” önemli. önemlisin önemliyiz velhasıl işimize katiyetle ama akıllı olalım önemli. gözlerinden öperim bu önemli.Ali Metin-ceee

  2. ö.yalçınova dedi ki:

    >ali metin-cee (barbar) ali k. metin'in kendisi mi? umarım öyle değildir, öyleyse üzüleceğim çünkü.

  3. ihtiyar dedi ki:

    >amcaların kavgasına dedeyle babaanne üzüntüsü empatisineye niye üzüleceksiniz allah aşkına.bu ülkede en kaliteli samimi meselelerden biri fayrap'tır,ekibidir,zira samimiyetsiz kompleksli sahtekar vıcık vıcık kıvrım kıvrım yazı ve yazarlardan iğrenmişizdir midemize bulantıdan kramplar girmiştir.ama,şu lanet olası ama,verip veriştirmeyi iğneler fırlatmayı ancak o dilden anlayanlara yapın kardeşim.üzerine neredeyse kusulmayı hakeden elbiseler varken biz de sevdiğimiz adamların birbirlerine asabi asabi bakmasından yorulduk artık.esas biz üzüldük/üzülüyoruz. bu ne yaa,biri tutmuş sevdiğimiz bir dergide şiirdi kavşaktı derken kimlere kimlere tek cümlelik yumruklarla ayar vermiş;kusura bakın da oohaa dedirtmiş. öteki.off.cılkı çıkmış eleştirinin vallahi.kim kime nasıl 'niye' ne diyeceğini şaşırmış. edebiyat dedikodular kumkuması olmuş. niye ilk üzüleceğimiz ali k.metin'in 'cee' demesi olacak,anlayamadım,ben de geri zekalı başlığında salvo vereyim hadi kendime.ha ağzımın paylarını da alırım zaten bu işleyişte.yukarıdaki sille tokat koşturan yazıyı bi tek ben mi okuyorum.allah allah.allah allaah.buşra

  4. ö.yalçınova dedi ki:

    >yok şu yüzden üzüleceğim: cevap verememiş, yamulup kalmış. kendince üslup yapıyor. zaten biz de bunu söylüyorduk; yamulmak, kasılmak falan. yılların yazarı, benim bildiğim iki deneme kitabı var. yazık.

Yorum bırakın