>Ömer Aksay’ın salvoları!

>
Ayraç dergisi 15. sayısında “Türk şiiri için kavşak noktaları” başlıklı bir dosya hazırlamış. Konunun merkezine inemeyen, gerçekte ilgisiz yerlerde dolaşan bir dosya. Daha çok da şiire uzaktan yakından değinen yazıların toplamı. Gerçi Ayraç, bir kitap dergisi, önemli değil yani. Yine de Ömer Aksay’ın dosyadaki yazısını günümüz şiir ortamının meselelerine en fazla yaklaşan yazı olarak anmak gerekiyor. O da bir yaklaşma çabası sonuçta. Aksay çok konuşup çok az şey söylemiş. Daha doğrusu söylediklerinin hiçbir yaraya merhem olduğu yok. Yanlış şeyler de var. Neredeyse bugüne kadarki gözlemlerini, düşüncelerini, hislerini bir yazıda döküp saçmış desek yeri. Girip çıkmadığı konu, hesaplaşmadığı! şair bulmak zor. Şiirin metalaşmasına da, sentaksına da, popülizme de… değinmiş. Arada Ahmet Güntan’a, Mehmet Aycı’ya haksızlık etmiş, üstüne Güntan’ın şiirini yanlış okuyor düpedüz.

Şimdi Aksay’ın söylediklerini tek tek ele almanın bir anlamı yok. Çünkü gerçekten de çok yazıp çok az şey söylemiş. Aslında ilgiye değer bir soruyla girmiş meseleye. Bir zemini var mı şiirimizin, ya da olacak mı? Bu soru ile başlıyor, ama konu dağılıyor da dağılıyor. İşin garibi onca lafı döndürüp dolandırıp, şiirin bir zemini yok demeye vardırıyor, üstüne İkinci Yeni’yi zemin olarak kabul etmeye devam etmeli diyor. Bunca çoluk çocuk kim oluyor da İkinci Yeni’yi aşıyormuş. Şimdi o tartışmaya geri dönmeyelim. Neyse. Aksay’ın şiir anlayışı İsmet Özel’in poetikasını temel alıyor aslında, ama bi gıdım ileri adım atmak bir yana İkinci Yeni’ye geri döndürüyor bunu. Aksay’ın şiiri ile, kendi yeri ile alakalı bir durum bu. Biraz da taşra. Şiirinin terk edemediği yerden konuşuyor. Terk edemediği. Aşmak değil zaten mesele. Bükemediğin eli öpeceksin yani. Dahası şiir elitizmi yapıyor. “İğfal edilmiş halkın popülisti” olmayı kendinize yediremediğiniz sürece de bu devam edecek ya.
Bu yazı ayraç, ömer aksay, ikinci yeni, ikinci yeniyi aşmak içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

10 Responses to >Ömer Aksay’ın salvoları!

  1. esma güneş dedi ki:

    >ismet özel halkın dostları'nda ikinci yeni'ye biraz da haksızca saldırdığında 26 yaşındaydı. ömer aksay'ın fazıl baş'ı ve efe murat'ı kasıtla söylediği çoluk çocuk laflarının bir geçerliliği yok. fazıl baş 29 yaşında, efe murat da 24 olmalı. çocuklukları mı kalmış. mesele rüştünü ispat ise zaten şiiriyle, şiir üzerine yazdıklarıyla fazıl baş bunu çoktan yaptı. bütün bunlar bi yana "ikinci yeni'yi kim aştı aşmadı" yazısı okunursa orda yaş rüşt aramaya gerek kalmayacak kadar olgun tespitler, itirazlar vardı. aksay'ın ahmet güntan hakkında yazdıklarını anlamak ve kabul etmekse zaten mümkün değil.

  2. Anonymous dedi ki:

    >o yazıda iyi de bir taraf var: kimi ciddiyetsizlikleri teşhir ediyor, eleştiriyor. bunun faydası olabilir. yazı da en iyi davrandığı da neo-epik. tabi güntan'la aycı'yı saymazsak… fatih mehmet özdemir

  3. Anonymous dedi ki:

    >Ömer Aksay, o yazıyı Ocak ayında yayınlamıştı. Cevap vermek için geç kalınmış. Ben, Fayrap kadrosunun sıkı bir takip yaptığını düşünüyordum. ahmet özel

  4. h. arslanbenzer dedi ki:

    >ömer aksay'ın yazısında en çok yazarın rolü, yani hangi rolde konuştuğu meselesi açıkta kalıyor. kim olarak bunları söylüyor ömer aksay? ben hüsniniyetle bakarak bir şiir anlayışının taraftarı olarak konuştuğunu görüyorum. ikinci yeni, imgecilik, modernizm, varoluşçuluk… adına ne derseniz. hevesçilerin atıp tutmalarına ömer aksay'dan önce benim karnım tok. ama ikinci yeni, imgeciliği bakımından terk edilmiştir de. bugün imgeci şiir akıntı şiirdir. gerçekçilik başroldedir. başrolün de biraz kaprisi ve yanlışı olur artık. ömer aksay daha hoşgörülü de olabilirdi bence. bir de kendime çıkarabileceğim bir pay var ömer aksay'ın yazdıklarında, özellikle yazma biçiminde. agresif. haklı, haksız; her hükmü için ayrı bir not yazabilir herkes. ben sadece bir tanesine değindim ve bence sonuna kadar haksız, zaman da gösterecektir zaten haksız olduğunu. ama agresif üslubundan dolayı kendisini kutlarım. aramıza hoşgeldiniz ağabey. diğer akranlarınızı da bekliyoruz biz. asabi olmakta asabiyet vardır çünkü.

  5. oyalcinova dedi ki:

    >yazı baştan sona karamsar. karamsar olmasını olumluyorum. ancak, neyin adına karamsar olduğuna da bakıyorum. bunu ele veren de yazarın o kadar olumsuzluk, karanlık, kötüye gidiş, hatta kötümserlik ve mahvoluşun yanında olumladığı isimler olsa gerek: aladdin özdenören, rahmi kaya, aslı serin ve birkaç kişi daha. özdenören'in ve kaya'nın şairliği de şiirleri de bence tartışmalı bir konudur. fazlasıyla görecelidir. bir uzlaşmaya varılmış şairler değil bunlar. aslı serin'e gelinde… ömer aksay'ın hangi bağlamda serin'i olumladığını anlamış değilim. gayet alakasız bir yerden bu isim giriyor, çıkmadan da orada kalıyor. kaldı ki aslı serin bir "kavşak noktası" olmaktan uzak bir şiir yazıyor.

  6. hasan dedi ki:

    >ömer aksay'ın yazısında "gelinen yer"e dair bir tespit var; bu tespiti olumlu veya olumsuz bulabiliriz. ayrı bir konu bence. galiba bu tespitten rahatsızlık duyulmakta. neden rahatsız olunduğu açık açık söylenmiyor. ahmet güntan'ın "büyük ortadoğu karmaşığı" metni ortada. adam bu metnin pis koktuğunu ve de bu metnin yazıldığı zihnin aslında temiz olmadığını söylüyor. rahatsız olunuyorsa bir durum var demektir. kimse kimseyi savunmasın. herkes kendi adına konuşsun. dürüstçe yazılan metinlere bakalım. gelinen yer hiç de iç açıcı değil! ikinci yeni türk şiirinde bir yeri berkiştirmiştir. bu yerden uzakta mıyız? yani geriye giderek de uzaklaşılabilir! bunu sorguluyor adam. alınganlık yok! popülist yaklaşımlarla bir yere varılamaz. varılsa varılsa 'çarşı'ya varılır!hasan burgulu

  7. ö.yalçınova dedi ki:

    >karamsarlıkta gerçekçilik kaygısı vardır. o manada olumluyorum aksay'ın karamsarlığını. yoksa ben, onun gibi gidişatın kötüye olduğunu düşünmüyorum.

  8. fazıl baş dedi ki:

    >hasan burgulu, ömer aksay'ın metninde bir tespit yok. aksay bir soru sorup onu yanlış cevaplıyor bu kadar. biz de buna müdahale ediyoruz, yanlışa yanlış diyoruz. ayrıca haksızlık var ortada bundansa rahatsızlık duyuyoruz. daha şiiri yanlış okumuş aksay, ki orada bile bi anlam kayması olmuş aslında ya. mehmet aycı ile ilgili söyledikleri saçma. ikinci yeni ile ilgili söyledikleri ise tamamen bugünün şiirini es geçiyor. ki bu konuda da bir taraf olarak konuşuyoruz aslında. kimse kimseyi savunmasın diyorsanız, kimseyi savunmazsınız. bunu da daha fazla uzatmanın anlamı yok.

  9. alinacar dedi ki:

    >fayrap'ın "akif'te buluşmak" sayısını bulamadım, kaçıncı sayı olduğunu hatırlamıyorum. hece'nin 170.sayı sayfa 62'de ömer aksay'n "şiirde m.akif'te buluşmak-m.akif'le şiire bulaşmak" başlıklı yazısıyla karşılaşınca "günaydın" diyesim gelmişti. geri gitti! çünkü: "on iki eylül'den sonra 'politik alan'ı dışlayan, dağınık, savruk, hiçbir ereği bulunmayan şairler rejimin istediği şuura sahip şiirler ürettiler" cümlesi 28 şubat'ı "rüya" olarak gördüğüne örnek sadece… iyi geceler omar ede!

  10. Ömer dedi ki:

    >ali nacar'ın seviyesine (varsa bir seviye?) inme imkanım yok. ama, bu arkadaşların "okuma" özürlü olduklarını görüyor ve üzülüyorum. eğer hece'deki yazımı okumuş olaydı, "ahmet güntan'ın yazdıklarında "akif'te buluşmak" gibi bir kaygı asla yok!" dediğimi görecekti. dolayısıyla ben kendisine iyi geceler diliyorum!ayrıca, 28 şubat'ın 12 eylül'e alternatif olmadığını birbirinin devamı olduğunu ilköğretim birinci kademedekiler bile biliyorken, ali nacar adındaki bu maraş ağızlı, kime, ne cüretle, ne yutturmaya çalışıyor? geçmiş olsun! şifalar diliyorum!

Yorum bırakın